osman aytekin
Ümitlerimizi hülyalara gömdük; çabalarımız hep boş yere kürek çekmekle geçti. Kavgalar içinde öldük öldük dirildik ama hiçbir yerimizden bir damla kan çıkmadı. Kaoslar hayat biçimimiz oldu. Hep mutlu olmayı düşündük. Sadece… Çaresizliğin girdabına çekildiğimiz de kendimizi mizana çekmedik! Hiç bir Allah’ın kulu da çıkıp bize Molla Kasımlık yapmadı. Ölçüsüz tartısız ve sergüzeştlerden farksız sokak aralarındaki çocukların dramlarını yaşarcasına yaşadık, tükettik genç ömrümüzü. Hangi gün kendimizle bir hesaplaşma içine gireceğiz? Ne gün yollar dostların kahvehanesine uğrayacak ve biz sahiden yıllara inat direnen benliğimizden ne şekilde ve nasıl sıyrılıp da kendimize geleceğiz? Hayat için atılan düşeşler hep yek geldiği; labirentlerde bir yol bulmaya çalıştığımız sürece bu umut: bu umutsuzluk hep sürecek! Ve bizler her şeye rağmen hep siyah gözlüklerle hayata hep pembe bakmaya devam edeceğiz. Sonu olmayan yıkımların,izimlerin,kalıpların arasında hep darba uğrayacağız..Hep iddialı ve şanslı hissedecek ve yarınların güzel şafaklarında demli çaylarımızı yudumlayacağız.Demlenmenin de bir bedeli olduğu gerçeğini göz ardı ederek.! Hep aynı şarkı, Hep aynı türkü… Caz gelse de bazı şeyler bize hayatımızın roman küsurunu poplamayla geçirmeye yeni yeni niyetlerin şerefine dans ederek geçireceğiz. Sahi nasıl olacak bu? Her seferinde ayağı kayan ve tutunamayanların hikayesi göz göre göre hep okunduğuna göre! ... Hayat insanların yaz- boz kâğıtlarından mamul olmadığına ve hakikatlerin insanı çile misali dokudukça dokuduğuna göre! En güzel söz henüz söylenmemiş, En güzel şarkı henüz yazılmamış Ve en güzel yer henüz keşfedilmemişken… Hayatın bu çetrefil kayağında daha çook kayarız! ! !
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder